1300-8781 (ISSN) C
362366
https://www.liberte.com.tr/liberal-dusunce-dergisi-sayi-83-yaz-2016
LİBERAL DÜŞÜNCE DERGİSİ, SAYI 83, YAZ 2016
60.00
15 Temmuz'da Açılan “Yeni Kapı” Üstüne
Tutarlı olmanın maliyeti vardır. Egemen söyleme teslim olmadan, çoğu kez kendi mahallenizde kınanma ve dışlanma pahasına doğru fikirleri dile getirmenin de öyle.
Kısa vadede haklı olmanızın ve haklı kalmak için diretmenizin, duruşunuzu korumak için şahsiyetinizi sosyal medya, akademya ve entellektüel muhitlerdeki linç kalabalıklarının saldırısına açık hale getirmenizin can acıtıcı maliyetine katlanmak zorundasınızdır. Üstelik tarihte bu “kısa vade”nin bazen bir ömür boyu dahi sürebileceğini ve bazen haklı çıktığınızı görmeye ömrünüzün yetmeyebileceğini göze alarak.
Ama uzun vadede gerçek ortaya çıkıyor; er veya geç bir yüzleşme yaşanıyor ve tarihin hızlanarak aktığı bir dönemde, artık çoğu kez bunun için çok da fazla beklemeniz gerekmiyor.
17-25 Aralık, MİT tırlarının basılması ve asker-polis-savcı üçgeninde yaşanan diğer operasyonlarında herkes gibi Türkiyeli liberaller de bir ayrışma yaşadı. Bu ayrışmada Liberal Düşünce Topluluğu'nda kalanlar olarak bizler, 17-25 Aralık sürecinde yaşananları esas olarak bir yolsuzluk operasyonu olarak görmediğimiz için çok saldırıya maruz kalmıştık. Yolsuzluk yapılmamıştır diye düşündüğümüz için değil, “yolsuzluk soruşturması” adı altında bambaşka bir operasyonun yürütülmeye çalışıldığını gördüğümüz ve ona işaret ettiğimiz için.
O günlerde bizi siyaseten doğruculukla bezenmiş bir ahlâkçılıkla ezmeye ve “yoksa siz yolsuzlukları görmezden mi geliyorsunuz?” diye susturmaya çalışanlar, şimdi 17-25 Aralık Operasyonunu yapan Gülenist Darbeci Çete tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi karşısında afallamış ve susmuş durumdalar. Bazıları da olup biteni “yeni fark ettiklerini” ifade eden paylaşımlarla “viraj almaya” çalışıyor. Tabiî ki bizden bir özür bile dilemeden.
Ama içinden geçtiğimiz muhteşem tarihi ânı göz önüne alacak olursak, 17-25 Aralık, MİT tırlarının basılması ve asker-polis-savcı üçgeninde yaşanan diğer operasyonlarında “tecahüli arif sanatı”nı kullanarak, Cemaat'in devlet içindeki operasyonel bir güç alarak hareket ettiği gerçeğini görmezden-bilmezden gelenler karşısında haklı çıkmış olmamızın çok da önemi yok. Çünkü yarının dünyasındaki asıl gündem bu değil, 15 Temmuz 2016 Darbe Girişiminin püskürtülmesiyle açılan “Yeni kapı” olacak.
İşte asıl yoğunlaşmamız ve üzerine düşünmemiz gereken, -üç partinin katılımıyla gerçekleşen Yenikapı Mitingi ve “Yenikapı Ruhu”nda somutlaşan- bu kapı olmalı.
2010 yılında Tunus'ta seyyar satıcı Muhammed Buazizi'nin kendisini yakmasıyla sembolleşen ve bu bireysel isyanla başladığı kabul edilen ciddi bir değişim ve dönüşüm yaşanıyor coğrafyamızda. Ne Arap Baharı bitti, ne de Mısır Devrimi. 15 Temmuz'da Türkiye'de de sivil siyasetin direnişi ve çağrısıyla ülke yönetimine el koyan halkı oluşturan milyonlarca insan, bireysel iradelerinin çiğnenmesine izin vermeyerek tarihin akışını değiştirecek bir eyleme imza attı. Sadece Türkiye'de değil, Ortadoğu, İslam Coğrafyası ve genel olarak bütün dünyada etkisini zaman içinde çok daha belirgin biçimde gösterecek görkemli bir direniş ve sonuçları bakımından da bir devrim bu. Liberal Düşünce Topluluğu'nun güçlenmesi için mücadele ettiği özgürlük, adalet ve barış değerleri açısından da tarihî bir dönüm noktası. Yaşadığımız bölgedeki sosyal ve siyasî değişim hareketleri açısından da göz kamaştırıcı bir dönemeç.
Bunu tespit etmek, elbette tarihin bir gül bahçesine döneceği anlamına gelmiyor. Yine gelgitler, olumlu ve olumsuz gelişmeler olacak; hem Türkiye içinde, hem de dışında. Ama 15 Temmuz öncesindeki gibi değil, onunla gelen yeni dönemin ve yeni meşruluğun zemininde.
Önümüzdeki Liberal Düşünce Kongresi'nde de ana gündem bu olacak. Bir de, ayrıntılarını www.liberal.org.tr'den okuyabileceğiniz bir yazı yarışması var, bu konuyla ilgili. Katkılarınızı bekleriz.
15 Temmuz'un gerçekleştiği bir dönemde elbette Liberal Düşünce'nin başlıca gündemi de bu olacaktı. Bu sayıdaki yazılar da doğal ve ağırlıklı olarak bu tarihi ânı anlamaya ve yorumlamaya ilişkin yazılara ayrıldı.
Türkiye toplumu o gün bir darbeyi alt ederek tarihin ve siyasetin akışında önemli bir makas değişikliği yaptı ve bunu daha fazla konuşmamız gerek.
Daha iyi bir dünya adına bu kapıyı açık tutabilmek için.
Bekir Berat Özipek
Editör
İçindekiler
15 Temmuz Direnişi ve Türkiye Demokrasisi
Atilla Yayla
Çoğulculuk Problemi ve FETÖ: Olsoncu Bir Analiz
Buğra Kalkan
Ezoterik Grupların Epistemolojisi
Hasan Yücel Başdemir
Cemaatten Terör Örgütüne Gülen Hareketinin Anatomisi
Ömer Çaha
15 Temmuz ve Sonrası Üstüne
Bekir Berat Özipek
Askerin Sivil Denetiminde İspanya'nın Yolundan Gitmek
Akın Özçer
Genelkurmay Başkanının Türk Silahlı Kuvvetlerinin Komutanı Olarak Hukuki
Konumu
A. Faruk Güneş
Darbe Günlerinde Ekonomik Görünüm: 15 Temmuz 2016 ile 12 Eylül 1980
Karşılaştırması
Mehmet Ali İlkaya
Hamza Al ile Röportaj: Darbe Girişimi, Bürokrasi ve Zihniyet
Mustafa Ali Aykol
Kitap Değerlendirmesi
Hukuk ve Ekonomi, Cento Veljanovski
Abdülkadir Pekel
Tutarlı olmanın maliyeti vardır. Egemen söyleme teslim olmadan, çoğu kez kendi mahallenizde kınanma ve dışlanma pahasına doğru fikirleri dile getirmenin de öyle.
Kısa vadede haklı olmanızın ve haklı kalmak için diretmenizin, duruşunuzu korumak için şahsiyetinizi sosyal medya, akademya ve entellektüel muhitlerdeki linç kalabalıklarının saldırısına açık hale getirmenizin can acıtıcı maliyetine katlanmak zorundasınızdır. Üstelik tarihte bu “kısa vade”nin bazen bir ömür boyu dahi sürebileceğini ve bazen haklı çıktığınızı görmeye ömrünüzün yetmeyebileceğini göze alarak.
Ama uzun vadede gerçek ortaya çıkıyor; er veya geç bir yüzleşme yaşanıyor ve tarihin hızlanarak aktığı bir dönemde, artık çoğu kez bunun için çok da fazla beklemeniz gerekmiyor.
17-25 Aralık, MİT tırlarının basılması ve asker-polis-savcı üçgeninde yaşanan diğer operasyonlarında herkes gibi Türkiyeli liberaller de bir ayrışma yaşadı. Bu ayrışmada Liberal Düşünce Topluluğu'nda kalanlar olarak bizler, 17-25 Aralık sürecinde yaşananları esas olarak bir yolsuzluk operasyonu olarak görmediğimiz için çok saldırıya maruz kalmıştık. Yolsuzluk yapılmamıştır diye düşündüğümüz için değil, “yolsuzluk soruşturması” adı altında bambaşka bir operasyonun yürütülmeye çalışıldığını gördüğümüz ve ona işaret ettiğimiz için.
O günlerde bizi siyaseten doğruculukla bezenmiş bir ahlâkçılıkla ezmeye ve “yoksa siz yolsuzlukları görmezden mi geliyorsunuz?” diye susturmaya çalışanlar, şimdi 17-25 Aralık Operasyonunu yapan Gülenist Darbeci Çete tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi karşısında afallamış ve susmuş durumdalar. Bazıları da olup biteni “yeni fark ettiklerini” ifade eden paylaşımlarla “viraj almaya” çalışıyor. Tabiî ki bizden bir özür bile dilemeden.
Ama içinden geçtiğimiz muhteşem tarihi ânı göz önüne alacak olursak, 17-25 Aralık, MİT tırlarının basılması ve asker-polis-savcı üçgeninde yaşanan diğer operasyonlarında “tecahüli arif sanatı”nı kullanarak, Cemaat'in devlet içindeki operasyonel bir güç alarak hareket ettiği gerçeğini görmezden-bilmezden gelenler karşısında haklı çıkmış olmamızın çok da önemi yok. Çünkü yarının dünyasındaki asıl gündem bu değil, 15 Temmuz 2016 Darbe Girişiminin püskürtülmesiyle açılan “Yeni kapı” olacak.
İşte asıl yoğunlaşmamız ve üzerine düşünmemiz gereken, -üç partinin katılımıyla gerçekleşen Yenikapı Mitingi ve “Yenikapı Ruhu”nda somutlaşan- bu kapı olmalı.
2010 yılında Tunus'ta seyyar satıcı Muhammed Buazizi'nin kendisini yakmasıyla sembolleşen ve bu bireysel isyanla başladığı kabul edilen ciddi bir değişim ve dönüşüm yaşanıyor coğrafyamızda. Ne Arap Baharı bitti, ne de Mısır Devrimi. 15 Temmuz'da Türkiye'de de sivil siyasetin direnişi ve çağrısıyla ülke yönetimine el koyan halkı oluşturan milyonlarca insan, bireysel iradelerinin çiğnenmesine izin vermeyerek tarihin akışını değiştirecek bir eyleme imza attı. Sadece Türkiye'de değil, Ortadoğu, İslam Coğrafyası ve genel olarak bütün dünyada etkisini zaman içinde çok daha belirgin biçimde gösterecek görkemli bir direniş ve sonuçları bakımından da bir devrim bu. Liberal Düşünce Topluluğu'nun güçlenmesi için mücadele ettiği özgürlük, adalet ve barış değerleri açısından da tarihî bir dönüm noktası. Yaşadığımız bölgedeki sosyal ve siyasî değişim hareketleri açısından da göz kamaştırıcı bir dönemeç.
Bunu tespit etmek, elbette tarihin bir gül bahçesine döneceği anlamına gelmiyor. Yine gelgitler, olumlu ve olumsuz gelişmeler olacak; hem Türkiye içinde, hem de dışında. Ama 15 Temmuz öncesindeki gibi değil, onunla gelen yeni dönemin ve yeni meşruluğun zemininde.
Önümüzdeki Liberal Düşünce Kongresi'nde de ana gündem bu olacak. Bir de, ayrıntılarını www.liberal.org.tr'den okuyabileceğiniz bir yazı yarışması var, bu konuyla ilgili. Katkılarınızı bekleriz.
15 Temmuz'un gerçekleştiği bir dönemde elbette Liberal Düşünce'nin başlıca gündemi de bu olacaktı. Bu sayıdaki yazılar da doğal ve ağırlıklı olarak bu tarihi ânı anlamaya ve yorumlamaya ilişkin yazılara ayrıldı.
Türkiye toplumu o gün bir darbeyi alt ederek tarihin ve siyasetin akışında önemli bir makas değişikliği yaptı ve bunu daha fazla konuşmamız gerek.
Daha iyi bir dünya adına bu kapıyı açık tutabilmek için.
Bekir Berat Özipek
Editör
İçindekiler
15 Temmuz Direnişi ve Türkiye Demokrasisi
Atilla Yayla
Çoğulculuk Problemi ve FETÖ: Olsoncu Bir Analiz
Buğra Kalkan
Ezoterik Grupların Epistemolojisi
Hasan Yücel Başdemir
Cemaatten Terör Örgütüne Gülen Hareketinin Anatomisi
Ömer Çaha
15 Temmuz ve Sonrası Üstüne
Bekir Berat Özipek
Askerin Sivil Denetiminde İspanya'nın Yolundan Gitmek
Akın Özçer
Genelkurmay Başkanının Türk Silahlı Kuvvetlerinin Komutanı Olarak Hukuki
Konumu
A. Faruk Güneş
Darbe Günlerinde Ekonomik Görünüm: 15 Temmuz 2016 ile 12 Eylül 1980
Karşılaştırması
Mehmet Ali İlkaya
Hamza Al ile Röportaj: Darbe Girişimi, Bürokrasi ve Zihniyet
Mustafa Ali Aykol
Kitap Değerlendirmesi
Hukuk ve Ekonomi, Cento Veljanovski
Abdülkadir Pekel
15 Temmuz'da Açılan “Yeni Kapı” Üstüne
Tutarlı olmanın maliyeti vardır. Egemen söyleme teslim olmadan, çoğu kez kendi mahallenizde kınanma ve dışlanma pahasına doğru fikirleri dile getirmenin de öyle.
Kısa vadede haklı olmanızın ve haklı kalmak için diretmenizin, duruşunuzu korumak için şahsiyetinizi sosyal medya, akademya ve entellektüel muhitlerdeki linç kalabalıklarının saldırısına açık hale getirmenizin can acıtıcı maliyetine katlanmak zorundasınızdır. Üstelik tarihte bu “kısa vade”nin bazen bir ömür boyu dahi sürebileceğini ve bazen haklı çıktığınızı görmeye ömrünüzün yetmeyebileceğini göze alarak.
Ama uzun vadede gerçek ortaya çıkıyor; er veya geç bir yüzleşme yaşanıyor ve tarihin hızlanarak aktığı bir dönemde, artık çoğu kez bunun için çok da fazla beklemeniz gerekmiyor.
17-25 Aralık, MİT tırlarının basılması ve asker-polis-savcı üçgeninde yaşanan diğer operasyonlarında herkes gibi Türkiyeli liberaller de bir ayrışma yaşadı. Bu ayrışmada Liberal Düşünce Topluluğu'nda kalanlar olarak bizler, 17-25 Aralık sürecinde yaşananları esas olarak bir yolsuzluk operasyonu olarak görmediğimiz için çok saldırıya maruz kalmıştık. Yolsuzluk yapılmamıştır diye düşündüğümüz için değil, “yolsuzluk soruşturması” adı altında bambaşka bir operasyonun yürütülmeye çalışıldığını gördüğümüz ve ona işaret ettiğimiz için.
O günlerde bizi siyaseten doğruculukla bezenmiş bir ahlâkçılıkla ezmeye ve “yoksa siz yolsuzlukları görmezden mi geliyorsunuz?” diye susturmaya çalışanlar, şimdi 17-25 Aralık Operasyonunu yapan Gülenist Darbeci Çete tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi karşısında afallamış ve susmuş durumdalar. Bazıları da olup biteni “yeni fark ettiklerini” ifade eden paylaşımlarla “viraj almaya” çalışıyor. Tabiî ki bizden bir özür bile dilemeden.
Ama içinden geçtiğimiz muhteşem tarihi ânı göz önüne alacak olursak, 17-25 Aralık, MİT tırlarının basılması ve asker-polis-savcı üçgeninde yaşanan diğer operasyonlarında “tecahüli arif sanatı”nı kullanarak, Cemaat'in devlet içindeki operasyonel bir güç alarak hareket ettiği gerçeğini görmezden-bilmezden gelenler karşısında haklı çıkmış olmamızın çok da önemi yok. Çünkü yarının dünyasındaki asıl gündem bu değil, 15 Temmuz 2016 Darbe Girişiminin püskürtülmesiyle açılan “Yeni kapı” olacak.
İşte asıl yoğunlaşmamız ve üzerine düşünmemiz gereken, -üç partinin katılımıyla gerçekleşen Yenikapı Mitingi ve “Yenikapı Ruhu”nda somutlaşan- bu kapı olmalı.
2010 yılında Tunus'ta seyyar satıcı Muhammed Buazizi'nin kendisini yakmasıyla sembolleşen ve bu bireysel isyanla başladığı kabul edilen ciddi bir değişim ve dönüşüm yaşanıyor coğrafyamızda. Ne Arap Baharı bitti, ne de Mısır Devrimi. 15 Temmuz'da Türkiye'de de sivil siyasetin direnişi ve çağrısıyla ülke yönetimine el koyan halkı oluşturan milyonlarca insan, bireysel iradelerinin çiğnenmesine izin vermeyerek tarihin akışını değiştirecek bir eyleme imza attı. Sadece Türkiye'de değil, Ortadoğu, İslam Coğrafyası ve genel olarak bütün dünyada etkisini zaman içinde çok daha belirgin biçimde gösterecek görkemli bir direniş ve sonuçları bakımından da bir devrim bu. Liberal Düşünce Topluluğu'nun güçlenmesi için mücadele ettiği özgürlük, adalet ve barış değerleri açısından da tarihî bir dönüm noktası. Yaşadığımız bölgedeki sosyal ve siyasî değişim hareketleri açısından da göz kamaştırıcı bir dönemeç.
Bunu tespit etmek, elbette tarihin bir gül bahçesine döneceği anlamına gelmiyor. Yine gelgitler, olumlu ve olumsuz gelişmeler olacak; hem Türkiye içinde, hem de dışında. Ama 15 Temmuz öncesindeki gibi değil, onunla gelen yeni dönemin ve yeni meşruluğun zemininde.
Önümüzdeki Liberal Düşünce Kongresi'nde de ana gündem bu olacak. Bir de, ayrıntılarını www.liberal.org.tr'den okuyabileceğiniz bir yazı yarışması var, bu konuyla ilgili. Katkılarınızı bekleriz.
15 Temmuz'un gerçekleştiği bir dönemde elbette Liberal Düşünce'nin başlıca gündemi de bu olacaktı. Bu sayıdaki yazılar da doğal ve ağırlıklı olarak bu tarihi ânı anlamaya ve yorumlamaya ilişkin yazılara ayrıldı.
Türkiye toplumu o gün bir darbeyi alt ederek tarihin ve siyasetin akışında önemli bir makas değişikliği yaptı ve bunu daha fazla konuşmamız gerek.
Daha iyi bir dünya adına bu kapıyı açık tutabilmek için.
Bekir Berat Özipek
Editör
İçindekiler
15 Temmuz Direnişi ve Türkiye Demokrasisi
Atilla Yayla
Çoğulculuk Problemi ve FETÖ: Olsoncu Bir Analiz
Buğra Kalkan
Ezoterik Grupların Epistemolojisi
Hasan Yücel Başdemir
Cemaatten Terör Örgütüne Gülen Hareketinin Anatomisi
Ömer Çaha
15 Temmuz ve Sonrası Üstüne
Bekir Berat Özipek
Askerin Sivil Denetiminde İspanya'nın Yolundan Gitmek
Akın Özçer
Genelkurmay Başkanının Türk Silahlı Kuvvetlerinin Komutanı Olarak Hukuki
Konumu
A. Faruk Güneş
Darbe Günlerinde Ekonomik Görünüm: 15 Temmuz 2016 ile 12 Eylül 1980
Karşılaştırması
Mehmet Ali İlkaya
Hamza Al ile Röportaj: Darbe Girişimi, Bürokrasi ve Zihniyet
Mustafa Ali Aykol
Kitap Değerlendirmesi
Hukuk ve Ekonomi, Cento Veljanovski
Abdülkadir Pekel
Tutarlı olmanın maliyeti vardır. Egemen söyleme teslim olmadan, çoğu kez kendi mahallenizde kınanma ve dışlanma pahasına doğru fikirleri dile getirmenin de öyle.
Kısa vadede haklı olmanızın ve haklı kalmak için diretmenizin, duruşunuzu korumak için şahsiyetinizi sosyal medya, akademya ve entellektüel muhitlerdeki linç kalabalıklarının saldırısına açık hale getirmenizin can acıtıcı maliyetine katlanmak zorundasınızdır. Üstelik tarihte bu “kısa vade”nin bazen bir ömür boyu dahi sürebileceğini ve bazen haklı çıktığınızı görmeye ömrünüzün yetmeyebileceğini göze alarak.
Ama uzun vadede gerçek ortaya çıkıyor; er veya geç bir yüzleşme yaşanıyor ve tarihin hızlanarak aktığı bir dönemde, artık çoğu kez bunun için çok da fazla beklemeniz gerekmiyor.
17-25 Aralık, MİT tırlarının basılması ve asker-polis-savcı üçgeninde yaşanan diğer operasyonlarında herkes gibi Türkiyeli liberaller de bir ayrışma yaşadı. Bu ayrışmada Liberal Düşünce Topluluğu'nda kalanlar olarak bizler, 17-25 Aralık sürecinde yaşananları esas olarak bir yolsuzluk operasyonu olarak görmediğimiz için çok saldırıya maruz kalmıştık. Yolsuzluk yapılmamıştır diye düşündüğümüz için değil, “yolsuzluk soruşturması” adı altında bambaşka bir operasyonun yürütülmeye çalışıldığını gördüğümüz ve ona işaret ettiğimiz için.
O günlerde bizi siyaseten doğruculukla bezenmiş bir ahlâkçılıkla ezmeye ve “yoksa siz yolsuzlukları görmezden mi geliyorsunuz?” diye susturmaya çalışanlar, şimdi 17-25 Aralık Operasyonunu yapan Gülenist Darbeci Çete tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi karşısında afallamış ve susmuş durumdalar. Bazıları da olup biteni “yeni fark ettiklerini” ifade eden paylaşımlarla “viraj almaya” çalışıyor. Tabiî ki bizden bir özür bile dilemeden.
Ama içinden geçtiğimiz muhteşem tarihi ânı göz önüne alacak olursak, 17-25 Aralık, MİT tırlarının basılması ve asker-polis-savcı üçgeninde yaşanan diğer operasyonlarında “tecahüli arif sanatı”nı kullanarak, Cemaat'in devlet içindeki operasyonel bir güç alarak hareket ettiği gerçeğini görmezden-bilmezden gelenler karşısında haklı çıkmış olmamızın çok da önemi yok. Çünkü yarının dünyasındaki asıl gündem bu değil, 15 Temmuz 2016 Darbe Girişiminin püskürtülmesiyle açılan “Yeni kapı” olacak.
İşte asıl yoğunlaşmamız ve üzerine düşünmemiz gereken, -üç partinin katılımıyla gerçekleşen Yenikapı Mitingi ve “Yenikapı Ruhu”nda somutlaşan- bu kapı olmalı.
2010 yılında Tunus'ta seyyar satıcı Muhammed Buazizi'nin kendisini yakmasıyla sembolleşen ve bu bireysel isyanla başladığı kabul edilen ciddi bir değişim ve dönüşüm yaşanıyor coğrafyamızda. Ne Arap Baharı bitti, ne de Mısır Devrimi. 15 Temmuz'da Türkiye'de de sivil siyasetin direnişi ve çağrısıyla ülke yönetimine el koyan halkı oluşturan milyonlarca insan, bireysel iradelerinin çiğnenmesine izin vermeyerek tarihin akışını değiştirecek bir eyleme imza attı. Sadece Türkiye'de değil, Ortadoğu, İslam Coğrafyası ve genel olarak bütün dünyada etkisini zaman içinde çok daha belirgin biçimde gösterecek görkemli bir direniş ve sonuçları bakımından da bir devrim bu. Liberal Düşünce Topluluğu'nun güçlenmesi için mücadele ettiği özgürlük, adalet ve barış değerleri açısından da tarihî bir dönüm noktası. Yaşadığımız bölgedeki sosyal ve siyasî değişim hareketleri açısından da göz kamaştırıcı bir dönemeç.
Bunu tespit etmek, elbette tarihin bir gül bahçesine döneceği anlamına gelmiyor. Yine gelgitler, olumlu ve olumsuz gelişmeler olacak; hem Türkiye içinde, hem de dışında. Ama 15 Temmuz öncesindeki gibi değil, onunla gelen yeni dönemin ve yeni meşruluğun zemininde.
Önümüzdeki Liberal Düşünce Kongresi'nde de ana gündem bu olacak. Bir de, ayrıntılarını www.liberal.org.tr'den okuyabileceğiniz bir yazı yarışması var, bu konuyla ilgili. Katkılarınızı bekleriz.
15 Temmuz'un gerçekleştiği bir dönemde elbette Liberal Düşünce'nin başlıca gündemi de bu olacaktı. Bu sayıdaki yazılar da doğal ve ağırlıklı olarak bu tarihi ânı anlamaya ve yorumlamaya ilişkin yazılara ayrıldı.
Türkiye toplumu o gün bir darbeyi alt ederek tarihin ve siyasetin akışında önemli bir makas değişikliği yaptı ve bunu daha fazla konuşmamız gerek.
Daha iyi bir dünya adına bu kapıyı açık tutabilmek için.
Bekir Berat Özipek
Editör
İçindekiler
15 Temmuz Direnişi ve Türkiye Demokrasisi
Atilla Yayla
Çoğulculuk Problemi ve FETÖ: Olsoncu Bir Analiz
Buğra Kalkan
Ezoterik Grupların Epistemolojisi
Hasan Yücel Başdemir
Cemaatten Terör Örgütüne Gülen Hareketinin Anatomisi
Ömer Çaha
15 Temmuz ve Sonrası Üstüne
Bekir Berat Özipek
Askerin Sivil Denetiminde İspanya'nın Yolundan Gitmek
Akın Özçer
Genelkurmay Başkanının Türk Silahlı Kuvvetlerinin Komutanı Olarak Hukuki
Konumu
A. Faruk Güneş
Darbe Günlerinde Ekonomik Görünüm: 15 Temmuz 2016 ile 12 Eylül 1980
Karşılaştırması
Mehmet Ali İlkaya
Hamza Al ile Röportaj: Darbe Girişimi, Bürokrasi ve Zihniyet
Mustafa Ali Aykol
Kitap Değerlendirmesi
Hukuk ve Ekonomi, Cento Veljanovski
Abdülkadir Pekel
Axess Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 60,00 | 60,00 |
2 | 30,87 | 61,74 |
3 | 20,99 | 62,96 |
6 | 11,19 | 67,14 |
9 | 7,99 | 71,92 |
12 | 6,44 | 77,32 |
CardFinans & Advantage Kartları
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 60,00 | 60,00 |
2 | 30,87 | 61,74 |
3 | 20,99 | 62,96 |
6 | 11,19 | 67,14 |
9 | 7,99 | 71,92 |
12 | 6,44 | 77,32 |
Bonus Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 60,00 | 60,00 |
2 | 30,87 | 61,74 |
3 | 20,99 | 62,96 |
6 | 11,19 | 67,14 |
9 | 7,99 | 71,92 |
12 | 6,44 | 77,32 |
Paraf Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 60,00 | 60,00 |
2 | 30,87 | 61,74 |
3 | 20,99 | 62,96 |
6 | 11,19 | 67,14 |
9 | 7,99 | 71,92 |
12 | 6,44 | 77,32 |
Maximum Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 60,00 | 60,00 |
2 | 30,87 | 61,74 |
3 | 20,99 | 62,96 |
6 | 11,19 | 67,14 |
9 | 7,99 | 71,92 |
12 | 6,44 | 77,32 |
World Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 60,00 | 60,00 |
2 | 30,87 | 61,74 |
3 | 20,99 | 62,96 |
6 | 11,19 | 67,14 |
9 | 7,99 | 71,92 |
12 | 6,44 | 77,32 |
Sağlam Kart
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 60,00 | 60,00 |
2 | 30,87 | 61,74 |
3 | 20,99 | 62,96 |
6 | 11,19 | 67,14 |
9 | 7,99 | 71,92 |
12 | 6,44 | 77,32 |
Diğer Kartlar
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 60,00 | 60,00 |
2 | - | - |
3 | - | - |
6 | - | - |
9 | - | - |
12 | - | - |
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.