Liberalizm ve Liberal Düşünürler

Bu kitaptaki düşünürler, çoğu Amerikalı’nın ‘liberaller’ olarak adlandırdığı kişiler değildir. İki grup da kişisel özgürlüğün önceliğini müdafaa ederken, Amerikalı liberaller bunu başarmak için toplumsal ve iktisadî yaşamda daha fazla devlet müdahalesini destekler. Söz konusu müdahaleler refah veya gelirin yeniden dağıtımını, geniş çapta kamu malı tedarik etmek, pazarları düzenlemek ve insanları kendi eylemlerinden korumak suretiyle işçi ve sanayiler için özel destek ve koruma teşebbüslerini da kapsayabilir.

Burada sıraladığımız liberaller başkalarının refahını pekâlâ düşünüyor olsa da bu tarz politikalara karşı ihtiyatlıdır. Onları özgürlüğe karşı bir tehlike olarak –yetkililere çok fazla erk vermek ve vatandaşlara özgür yetişkinlerden ziyade bağımlı çocuklar gibi muamele etmek– görür ve devlet müdahalesinin beklenmedik yıkıcı sonuçları olabileceğine (ekseriyetle olur) inanırlar.

 

Liberal Ne Demektir?

Liberalleri bu manada birleştiren bir takım temel ilkelerden bahsedilebilir.

Özgürlüğü azamiye çıkarmak: Liberaller bireysel özgürlüğü azamiye çıkarmaya çalışmak gerektiğine inanır. İnsanlar istedikleri yerde ve istedikleri şekilde yaşamaya, inançlarını seçmeye, kendilerini serbestçe ifade etmeye, birbirleriyle ticaret yapmaya, bir araya toplanmaya, siyasette yer almaya, mal sahibi olmaya, ürettiklerini elinde tutmaya ve keyfi tutuklanma, alıkoyulma veya zarar görme tehlikesi olmadan yaşamaya özgür olmalıdır. Diğer bireyler ya da yetkililer tarafından sadece gerekli asgari kısıtlamayla muhatap olmalıdırlar.

Bireyin önceliği: İkinci olarak liberaller bireyi topluluktan daha önemli görür. Yalnızca bireylerin istekleri, gayeleri ve menfaatleri vardır. Grupların yoktur. Onlar, sadece bir araya gelmiş bir bireyler topluluğudur. Bireylerin menfaatlerini bazı yetkililerin, uzmanların ya da siyasî liderlerin toplumun menfaati addettiği şeylere kurban ettiğimizde bireyler tahakküme maruz kalır.

Hoşgörü: Üçüncü olarak liberaller hoşgörüyü –inanların eylemlerini sırf onları tasvip etmiyoruz ya da onlara iştirak etmiyoruz diye kısıtlamamayı– savunurlar. Herkes, başkaları bu fikirleri ve yaşam tarzını ahlaksızca ya da rahatsız edici bulsa da kendi fikrini taşımaya, aklındakini söylemeye ve tercih ettiği gibi yaşamaya, özgür olmalıdır. İnsanlar, diğerleri onları huzur bozan kaçıklar olarak görse bile, dernek, sendika ve siyasî partilerde toplanmaya özgür olmalıdır. Geniş kesimler tarafından tasvip edilmeyen mal ve hizmet alışverişlerini (uyuşturucu, kumar, ve seks işçiliği de dahil) yapmaya ve büyük çoğunluk reddetse de inandıkları dinin ibadetlerini yerine getirmeye özgür olmalıdır.

Cebiri asgariye indirmek: Dördüncü olarak liberaller, cebri (zor) asgariye indirmeyi temenni eder. İnsanların başkalarına hükmetmek için güç ya da güç tehdidi kullandığı bir dünya değil, barışçıl şekilde anlaştığımız bir dünya isterler. Devletin yargı mercii vergilendirme, ceza kesme, hapsetme ya da başka cebrî uygulamaların gerekli asgari düzeyde tutulmasını sürdürmekle görevlidir. Lord Acton’ın da belirttiği gibi erk, yozlaştırma temayülündedir.

Temsilî ve sınırlı devlet: Beşinci olarak, liberal yelpazedeki bazı liberaller devletin hiçbir şekilde faydalı olmadığını düşünürken, çoğu liberal devlete önemli bir rol biçer. Ancak bu sınırlı –bireyleri, ülkenin içinden ve dışından maruz kalabilecekleri şiddet ve hırsızlığa karşı savunmak, şiddet ya da hırsızlık vuku bulduğunda adaleti tesis etmek gibi– bir roldür.

Katî kuralların ne olacağına ve nasıl tatbik edileceğine karar verenlerin seçilmesinde çoğu liberal, temsilî ve anayasal demokrasiyi müdafaa eder. Bunun, devlet yetkisinin, yalnızca onu oluşturan bireylere dayandığını vazıh kıldığını söylerler. Devlet onların efendisi değil hizmetkârıdır. Resmi gücün nasıl kullanılamayacağını belirten bir anayasa ve temsilcilerin görevde devamını ya da görevden alımını belirleyecek serbest seçimler, bu ilişkiyi korumada şimdiye kadar bulunmuş en iyi yöntemlerdir.

Hukukun üstünlüğü: Altıncı olarak liberaller hukukun üstünlüğünde ısrarcıdır. Kanunlar herkese cinsiyet, ırk, din, dil, soy ve alakasız diğer özelliklerden bağımsız olarak aynı şekilde tatbik edilmelidir. Ayrıca sade vatandaşa tatbik edildiği gibi devlet görevlilerine de tatbik edilmelidir. Bu ilkeyi güvence altına almak ve iktidardakilerin yasaları kendi çıkarlarına göre işletememesini sağlamak için, eşit muamele, ihzar emri, jüri yargılaması, hak olunan süreç ve suçla orantılı ceza gibi yargısal ilkeler gözetilmelidir.

Kendinden doğan düzen: Yedinci olarak liberaller, insan kurumlarının bilinçli planlamadan ziyade kendiliğinden ortaya çıktığını öne sürer. Kimse pazar, fiyat sistemi, para, dil, adalet kuralları ve teamül hukukunu özellikle icat etmemiştir. Bunlar, yarar sağladığı için tamamen kendiliğinden gelişmiş ve sayısız bireylerarası etkileşim sonucu meydana gelmiştir.

Tıpkı çayırın öbür tarafına kolayca geçmek isteyen insan selinin izlediği yol gibi, bu tarz kurumlar insan tasarımının değil, insan eyleminin bir mahsulüdür. Oluşumunda ve idaresinde kılavuzluk yapacak yetkililere ihtiyaç duyulmayan bu kurumlar son derece karmaşık yapılar olup kendiliğinden doğan düzenin emsalleridir. Hakikaten de devletin tavrı, bunları akla dayandırmaktan çok sekteye uğratma yönündedir.

Serbest piyasa: Sekizinci olarak liberaller zenginliğin, piyasanın kendiliğinden doğan düzeni içerisinde bireylerin karşılıklı işbirliği ile oluştuğunu ileri sürer. Refah bireylerce yapılan icat, yaratım, tasarruf, yatırım ve karşılıklı faydaya dayanan mübadele aracılığıyla gelir. İktisadi düzenimiz dürüstlük ve mülkiyete saygı gibi basit kurallardan doğar.

Sivil toplum: Dokuzuncu olarak liberaller, gönüllü cemiyetlerin insanların sosyal ihtiyaçlarını devletten daha iyi giderdiğine inanır. Bireysel önceliği vurgulamanın yanı sıra onların aile ve grup (kulüp, cemiyet, sendika, din, okul, sanal topluluk) üyeleri olduğunu da kabul eder. Sivil toplumun kendiliğinden oluşan bu kurumları, bize, merkezî devletlerce tasarlanan kullanışsız kurumlardan çok daha fazla işbirliği şansı sunmaktadır.

Erke ilişkin şüpheler: Son olarak liberaller siyasal erkin yozlaştırıcı etkilerinden kaygı duyar. Özgür toplum için en büyük sorunun erk dağılımı değil, erk sahiplerinin sınırlandırılması olduğunun farkındadır. Siyasetçi ve resmi görevlilerin melek ya da kamusal menfaatin tarafsız savunucuları olmadığını bilir.

Liberal Düşünür Ne Demektir?

Hülâsa, liberaller kendiliğinden doğan ve gelişen bir düzenle beraber karşılıklı saygı, hoşgörü, barış, işbirliği ve özgür insanlar arasında gönüllü mübadeleye inanır. Çoğunluğu, bunu, bireylerin güçlü ve güvenilir bir adalet sistemince korunan temel haklarına (yaşam, özgürlük, mülkiyet edinme) dayandırır. İfade özgürlüğü, toplanma özgürlüğü ve hukukun üstünlüğünü desteklemekle birlikte, bireysel özgürlükleri ihlâl eden yetkilileri engellemek adına devlete sınırlar getirilmesini de destekler. Lâkin liberalizm geniş bir görüş yelpazesi olarak kalmaya devam etmekte ve liberaller birçok mevzu üzerinde fikir birliğine varamamaktadır.

Bazı Temel Klasik Liberal Tartışmalar

Liberaller için temel soru, ‘bir bireyin özgürlüğüne gem vurmayı haklı kılacak şey (eğer varsa) nedir’ sorusudur. Açıkça, insanların her istediğini yapmasına izin verilemez, çünkü bu, başkalarının benzer özgürlüklerine halel getirilmesi demektir. Örneğin, yumruğunu sallama serbestiyetin burnumun ötesine geçemez. Aynı sebepten, insanlar, başkalarına, hırsızlık, sahtekârlık ya da fiziksel saldırı aracılığıyla zarar vermekte özgür olamaz. Fakat çoğu liberal, kamu yararı için, özgürlüğe ek kısıtlamalar (savunma, adalet ve kamu çalışmaları için vergi ödemeye zorlamak ya da diğer insanların hava ve suyunun kirletilmesini önlemek) getirilmesi gerektiğini kabul eder.

Özgürlük ve kamu yararı: Kamu yararına ulaşmak için, öncelikle kamu yararının tam olarak ne olduğu, ona kimin karar verdiği ve erişilmesi için ne tarz kısıtlamalara gidilmesi gerektiği gibi sorular ortaya çıkmaktadır. Liberallerin bunlara farklı yanıtları vardır: Bazıları, ‘toplumsal yararın’ özgürlük alanında muhtelif kısıtlamalar gerektirdiğini savunurken diğerleri bu tarz engellerin hiçbir haklı gerekçesi olamayacağını savunur. Ancak liberaller, varılacak neticenin özgürlük lehine olması ve özgürlüğü kısıtlamaya çalışanların ikna edici sebepler sunması gerektiği konusunda hemfikirdir. Ayrıca bu meselelere devletin karar vermesinin mantıksız olduğunda da mutabıktırlar, çünkü devletler ‘daha fazla devlet, daha az özgürlük’ savunucusu olma temayülündedir.

Hakların tabiatı ve sınırı: Bazı liberaller bireysel hakların özgürlüğü kısıtlama ölçeğini belirlediğini öne sürer. Yaşam, özgürlük, vicdan ve mülkiyet haklarına, devlet de dahil, kimse tarafından halel getirilemeyeceğini vurgular. Fakat bu, aynı zamanda bu hakların neler olduğu, bunlara kimin karar verdiği, hakların nereden geldiği, başkalarını nasıl yükümlü kıldığı, ne zaman feshedilebileceği ve hakları meşrulaştıranın ne olduğu gibi önceden bahsettiğimiz soruları gündeme getirir.

Bazı liberaller hakları, insanlığın bir parçası olarak görürken, diğerleri onların toplumsal yararı ya da genel mutluluğu meşrulaştırıldığını düşünür. Diğer liberaller onları, bizi sınırsız devletin tahribatından koruyan ahlaki ilkeler (tartışmaya açık ilkeler olsa da) olarak değerlendirir. Başka liberaller ise hakların aslen var olup olmadığını sorgular. Fakat bireysel haklar fikrini benimseyenler, hakların yalnızca istisnai şartlarda askıya alınabileceği ve herhangi bir ihlâlin mutlaka iyi gerekçelendirilmesi gerektiğinde birleşir.

Erki frenlemek: Çoğu liberal, devletin güç kullanımına biçilen bazı roller olduğuna inanır. Bu da otoritenin amaçları, sınırları ve o sınırlar içerisinde nasıl tutulacağı konusunu akla getirir. Binaenaleyh, liberaller, devletin keyfi güç kullanımına mâni olması açısında hukukun üstünlüğünü destekler. Bazıları, devletin, yetkisini sadece hizmetkârı olduğu kişilerden aldığını ve yetkilerini aştığı anda o bireylerin yasal yollarla başkaldırabileceğini savunur. Ancak sorumuz burada tekerrür etmektedir: Tam olarak ne zaman?

Bu ve benzeri soruların hiçbirine bulunmuş kesin cevaplar yoktur. Ancak kesin olan bir şey varsa, o da, liberallerin uzun zamandır bu cevapları güncel ve faal bir şekilde müzakere ettiğidir.

Kapat